Burak Sancar Sanat Merkezi
Burak Sancar Sanat Merkezi, geleceğin mutlu bireylerini yetiştirmeyi amaç edinen bir sanat merkezidir.
Geleceğin bireyleri, sadece akademik başarılarıyla değil, sanat zevki ve bilgisiyle de fark yaratan insanlar olacaktır.
Bu anlayış ışığında çağdaş öğretim yöntem ve tekniklerini kullanarak 20 yıllık deneyimi
7’den 70’e herkesle paylaşmayı amaç edinen bizler, Ankara, Kızılay ve Kavaklıdere (Tunalı Hilmi Cad.) şubelerimizde
müzik eğitimi faaliyetlerini sürdürmekteyiz.
Sahnede olmanın heyecanını yaşamak.
Piyano öğrencimiz Pınar Öner'in kaleminden...
Beklenen gün gelip çatmıştır, ilk kez sahneye çıkılacak o büyülü gün… Öncesinde defalarca, saatlerce, günlerce, haftalarca sahnede çalacağın eseri çalışırsın. Yaptığın en ufak hatada sinirlenir, her şeyin mükemmel olmasını istersin. Sayısız tekrar yaptığın halde konser günü kuliste isminin anons edilmesini beklerken alabildiğine hazırlıksız hissedersin. Bildiğin bütün nefes egzersizlerini yaparsın ama nafile, heyecan yakanı bırakmaz. Senden önce çıkan kişinin sahne alması ile birlikte kalp atışların hızlanır, aynı anda birden fazla duygu yerleşir bünyene; heyecan, korku, gerilim…
Sahneye adım attığında çalacağın enstrüman (piyano) dışında gözün hiçbir şeyi görmez. Kısmen karanlıkta oturan dinleyicileri algılamakta zorlanırsın. Dinleyicileri selamladıktan sonra, aslında olayın gerçekliğini kavrayamamış halde, sanki senin yerine başka birinin sahneye çıktığını sanarak o tutkunu olduğun piyanonun başına oturursun. Oturmak da zor bir iştir, bakma! Taburenin piyanoya olan mesafesini ayarlamakta zorlanırsın, sanki biri tabureyi Japon yapıştırıcısı ile yere sabitlemiştir. Bir şekilde yerleştikten sonra (aslında içine de tam sinmemişken) piyano ile baş başa kaldığını fark edersin. Ne ışıkları, ne seyirciyi, ne de seyircilerin arasında seni dinleyecek olan yakınlarını gözün görür artık. Günlerdir hayalini kurduğun o an bambaşka bir şekilde yaşanmaktadır, bin bir heyecanla.
Çalarken ellerinin titremesini kontrol altına almaya çalışırsın. An olur nefes almayı unutursun, birden derslerde hocanın sana “Nefes al Pınar ” deyişi gelir aklına. İnsanüstü çaba ile bir taraftan nefes almaya bir taraftan da ellerini titretmemeye çalışarak çalarsın eseri. Hata yaptığın yerler olmuştur elbet ama bir şekilde toparlayıp eseri tamamlarsın. Seyirciyi selamlamak için ayağa kalktığında doğru düzgün selam veremediğini fark etmezsin bile. Sen selamını verip kulise doğru yol alırken, o yolda heyecanın da azalarak yok olur. Büyük bir rahatlama ve sevinçle sahneden ayrılırsın, dünyaya bambaşka gözlerle bakarak…